Etiket: Geleceksizleştirilme
-
Bir meslek için yaşamımızı adamalı mıyız?
Bir meslek için yaşamını adamak bir gereklilik mi yoksa tutkunun göstergesi mi? Patronunuz bunu tabi ki sizden bekleyecektir. 🙂 Fakat hangi şartlar altında bu dış ya da belki de iç (?) isteğe teslim oluruz? Ne zaman yaşamımızı ister bizden bir meslek? Ve bu istek, ne kadar tutkunun, ne kadar kapitalist sömürünün çağrısıdır? En nihayetinde bir…
-
Enflasyon ile yaşamımız nasıl çalınıyor?
Genç orta – alt sınıflar olarak yükselen enflasyon ve zorlaşan iş hayatında ayakta kalmaya çalışıyoruz. Enflasyon canavarının kılıcı altında, ne uğruna olduğunu bilmeden çalışmaya devamke… Peki giderek uzayan mesai saatleri bizden sadece gençliğimizi mi çalıyor?
-
Orta sınıf neden “borsa” ve “bitcoine” bel bağlamak zorunda?
Enflasyonun canavarlaştığı ve gelecekle ilgili ister istemez karamsarlaştığımız bir dönemde, neden borsa ve bitcoin gibi mecralara merak sağlarız? Bu mecraların sağlayabileceği refahın belirsizliği, insana verdikleri umutla ters orantılıdır çünkü. Kriz dönemlerinde paradan çok umuda ve hayallere ihtiyacımız vardır. Öyleyse borsa ve bitcoin gibi yeni beyaz yaka hobilerinin, psikolojik savunma mekanizmaları ile ilişkili olduğunu söyleyebiliriz. Geleceksizleştirilen…
-
“gibi” dizisi nasıl günümüzün mizahını yakaladı?
“Gibi” dizisi özgünlüğü ve güncel mizah tonu sebebiyle olsa gerek, son dönemde büyük ilgi gördü. Peki bu diziyi bizim dizimiz yapan şey neydi? Feyyaz Yiğit mizahı kalitesini sürdürse de, yükselişte olduğu bir dönemde sayılmaz. Piyasanın hızı yeni yüzler talep ederken Feyyaz Yiğit ve Aziz Kedi bizi nasıl yakaladı? Bu durumun, dizinin mizahi tonunun günümüzde orta…
-
İstanbul’da fırlayan kiralar ve Kemal Sunal’ın Gülen Adam’ı
Hızla yükselen kiraların yarattığı hususi sinir bozukluğu, Kemal Sunal’ın Gülen Adam‘ının (1990) kara mizahıyla birleşince hangi delilik seviyesine ulaşacağız? Kemal Sunal’ın Gülen Adam‘ı bir türlü gülmesine mani olamayan bir vatandaşın garip hikayesini anlatır. Günümüzde gündemimize gelmesinin sebebi ise filmdeki aşıkların gecekondularını yıkmak isteyen zabıtalar ile köşe kapmaca oynamalarıdır: Tabii salyangoz gibi sırtlandıkları evleriyle birlikte 🙂…
-
Yılmaz Güney’in ‘Umut’undan Kemal Sunal’ın ‘Düttürü Dünyası’na: Gerçeklik ve yoksulluk
Umut ve Düttürü Dünya filmlerinin, gerçeklik algısının politik yönü açısından çok öğretici olduklarını düşünüyorum. Bu iki filmi birlikte okumak, psiko-politik açıdan bize pek çok ufuk açabilir. Yılmaz Güney‘in ‘Umut‘u, fakirliğin ve sınıfsal açmazların gerçekliğin kavranışını nasıl çarpıtabildiğinin iyi bir örneğidir. Cabbar tüm umutları tükendiğinde, çareyi definecilikte arar. Umut‘u izlerken, tüm çareler tükendiğinde ve gerçekliğe tahammül…
-
Depresyonun Toplumsallığı
Depresyon gibi bireysel ve psikolojik bir fenomenin toplumsallığı üzerine düşünmek şaşırtıcı gelebilir. Fakat soğuk algınlığı gibi bir hastalığın ya da ekonomik fenomenlerin toplumsallığından söz edebiliyorsak, aynı zamanda psiko-sosyal alanı yok saymayacaksak bu konu üzerine düşünmek bizim için zorunlu olacak. Üstelik çok kolay ölçülebilir fenomenler olabilir bunlar. Ama belki de nereye bakacağımızı bilmeliyiz.
-
Kemal Sunal’ın ‘Öğretmen’i nasıl delirir?
Bir Kemal Sunal filmi olan ‘Öğretmen’in depresyonla ne ilgisi olabilir? Kemal Sunal‘ın son dönem filmlerinin hüzünlü ve realist havasının, mizah duygusuyla birleşmesiyle çok duygulu ve güçlü hale geldiğini düşünüyorum. Çünkü filmin mizah duygusunun hüznünü, hüznünün mizah duygusunu güçlendiriyor.