Kategori: Düşünce
-
Gösteri Toplumu ve Büyü
Büyü, gösteri toplumunun ilüzyonunu anlamak için bize bir motif sunar mı? Ekranlar, moda ve sosyal medya bizi her gecen gün daha güçlü şekilde büyülemiyor mu? Çünkü ekran bağımlılığı televizyondan cep telefonuna indirgendi ve hayatımızın her zerresine nüfuz eder hale geldi. Tüketim toplumu, gösteriyi insanları büyülemek için nasıl kullanır? Klasik dünyanın benzerlik büyüsü, bize gösteriyi anlamak…
-
İslam’da Arapça, Yüzüklerin Efendisi’nde Elfçe: Dil kutsal olabilir mi?
Bu yazıda belirli bir dilin kutsallığının ve din dili olarak kabul edilmesinin ne manaya geleceğini tartışalım. İslam’da neden Kur’an’ı Kerim’in Arapça okunuşu Türkçe okunuşundan daha muteber ve kutsaldır? Allah Türkçe’yi ya da başka dilleri kendisi yarattığı halde anlayamıyor mu? Bazı diller diğerlerine göre daha kutsal olabilir mi? Ama düşünme egzersizi olarak şunu da soralım: Yüzüklerin…
-
Fenomenoloji ne işe yarar?
Fenomenoloji felsefenin en derin ve zor kısımlarından birisi olsa da belirli kullanılmalarıyla son derece faydalı ve yöntemsel. Dahası fenomenologlar çoğunlukla düşünme yöntemleri/ yolları geliştirmeye çalıştılar. Öyleyse biz de bu yoldan ilerleyelim ve fenomenolojinin ne işe yaradığını tartışalım.
-
Birisinin sesini unutmak
Birisinin sesini unutmak, neden hüzünlüdür? Bu fenomen, nasıl bir geri dönüşsüzlüğü anımsatır bize? Neden unuttuğumuz bir yüzü yalan yanlış da olsa hayal edebilirken, unuttuğumuz bir tınıya bu kadar yabancılaşırız? Bu yazıda hafıza fenomeni üzerine; ses ve unutuş dolayımında düşünmek istiyorum. Her gün hafızamız tazelenirken, hatırlama ve unutuş birbiri ile yarışır ve hatta dans eder. Ve…
-
Freud dini neden ve nasıl şeytanlaştırır?
Freud dini neden ve nasıl şeytanlaştırır? Onun için din neden uygarlığın aşılması gereken bir semptomudur? Freud’un din eleştirisinin dayanakları, güçlü ve zayıf yanları nelerdir? Bu çalışmanın amacı, Freud’un ortaya koymuş olduğu din eleştirisinin, onun insan ve kültür kuramı bağlamında eleştirel bir gözle incelenmesidir. Yazının temel hipotezi, Freud’un geliştirdiği din eleştirisinin temel argümanlarının problemli olduğu ve…
-
Yanlış hayat ve kötülük
Yanlış hayat yaşamak ile kötülük arasındaki ilişki nedir? Kendi yaşamını sabote etmek ya da güçlerini yok yere harcamak, bizi neden sinirli ve vurdumduymaz yapar? Ve bu çürüme haliyle kötülük arasındaki ilişki nedir? Yaşam, gelişmeye doğru yol alamadığında nasıl kendi üzerine kilitlenir? Yasaklar, yaşanmamış arzular, geliştirilmemiş yetenekler nasıl ve neden insanın kabuslarına dönüşür? Ve bu kabuslar…
-
Husserl ve Avrupalılığın Krizi
Husserl için Felsefe’nin kaderinin batı medeniyetinin kaderi ile birbirine örülü olmasının sebebi nedir? Kriz neden sadece Bilimler’in krizi değil, Avrupa Bilimleri’nin Krizi’dir? Bu sorular, Husserl’in Avrupa kültürünün ereğine ilişkin teleolojik tasvir ve yorumu ile ilişkilidir. Husserl, ‘Avrupa’nın tinsel Gestalt’ının nasıl biçimlendiğini’ (1994, 35) sorgular ve Avrupalılığın diğer uluslara önerdiği bir telos’unun (1994, 39) bulunması gerektiğini…
-
Yalnızlık neden aşılamaz?
Yalnızlık hepimizin gölgesi ve ruh eşi olsa da, sürekli onun ötesine bakmaya çalışıyoruz. Kurtulmak istediğimiz ne? Ve ondan kurtulduğumuzda geriye ne kalacak? Çünkü hepimiz dünyaya bir yerden bakmak zorundayız. Ve bir yerlere doğru ve birisi olarak. Tam bu noktada hiçbirimiz hiç kimseyle ve hiçbir şeyle yalnızlıktan kurtulamıyoruz. Çünkü bizi kendimizden kurtarabilecek bir güç yok. Ama…
-
Etik ve bencillik: Kötü insanlar mıyız?
Her ikili ilişkide kendimizi haklı bulmaya alışığız, hatta ve hatta psikolojik açıdan buna neredeyse mecburuz: Ama bu duygusal mekanizmanın ötesinde, kötü insanlar olabilir miyiz? Neden iyi bir insan olalım ki? Bencilliğimizi aşıp etiğe göre hareket edebiliyor muyuz? Kötü bir insan olup olmadığınız, iyilik – kötülük kavramlarını nasıl ele aldığımıza göre değişecek. Üstelik pek çok durum,…
-
Hiçbir şey düzelmeyecek
Her şey çok güzel olacak şeklindeki kapitalist mottoya karşı yükseltmemiz gereken mottonun bu olduğunu düşünüyorum: Hiçbir şey düzelmeyecek. Gireceğiniz yeni bir işle, çıkacak piyango ile, yeni sevgilinizle ya da yeni arkadaş çevrenizle her şey bir anda değişmeyecek. Bunu en iyi Mallarme ünlü dizesi ile ifade eder: “Zarla hiçbir zaman değişmeyecek şans.” Çünkü kazanan her zaman…
-
Fizikalizm ve Özgür İrade
Fizikalist zihin yaklaşımı Özgür İrade ile birlikte düşünülebilir mi? İnsanın beyin fonksiyonlarına indirgenmesi özgür iradeyi tehlikeye atmaz mı? Bu yazıda bu konuyu tartışacağız. Bu tartışma bağlamında fizikalist zihin anlayışı ve özgür irade kavramları üzerine konuşmuş olacağız. Felsefenin ve Bilim’in ortaya koyacağı zihin tasavvurunun, özgür irade kavramını nasıl ele alacağımızı etkileyeceği açıktır. Zihnin natüralist tasvirinin özgür…
-
Bir meslek için yaşamımızı adamalı mıyız?
Bir meslek için yaşamını adamak bir gereklilik mi yoksa tutkunun göstergesi mi? Patronunuz bunu tabi ki sizden bekleyecektir. 🙂 Fakat hangi şartlar altında bu dış ya da belki de iç (?) isteğe teslim oluruz? Ne zaman yaşamımızı ister bizden bir meslek? Ve bu istek, ne kadar tutkunun, ne kadar kapitalist sömürünün çağrısıdır? En nihayetinde bir…
-
Üniversite tercihinde en uygun bölümü seçmek neden imkansız?
Üniversite tercihi yapmak neden zor? Meslek tercihi bir sınav sonucuna göre doğru şekilde yapılabilir mi? Karamsarlık etmek istemem, tabii ki kendinize en uygun üniversiteyi tercih edebilir ya da sizin özellikleriniz açısından en yanlış bölümü tercih etmeyebilirsiniz. Bunlar kısmen yapılabilir. Fakat yaşamda ne sizin kişisel özelliklerinize tam olarak uyan bir meslek var, ne de olmak zorunda.…
-
Marcuse ”Uygarlığın Huzursuzluğu”na nasıl karşı çıkar?
Uygarlığın Huzursuzluğu‘nun kaynağı nedir? İnsanlığın çektiği toplumsal problem ve sancılar, insanın ve toplumun yapısal özelliklerinden mi kaynaklanır? Yoksa uygarlığın gelişiminde yaşanan sapmalar ya da düzeltilmesi gereken hatalar olarak mı ele alınmalıdır? Herbert Marcuse, Eros ve Uygarlık çalışmasında Freud’un Uygarlığın Huzursuzluğu‘ndaki tezlerini nasıl tersine çevirir? Marcuse Freud’un Uygarlığa ilişkin karamsarlığına nasıl karşı çıkar?
-
“Asmoday: Cin-ür Racim”, Cinler ve Şeffaflık Toplumu
Asmoday:Cin-ür Racim filmi, vasat bir film olsa da bir korku filminden beklediğimiz çoğu şeyi bize sunuyor. Özellikle cin hikayelerini seviyorsanız, beğenebilirsiniz. 🙂 Ama ilginç olan şu ki film bunu, örtülü bir kapitalist ruh eleştirisi ile sosluyor. Ben bu yazıda, bu eleştiri ya da sosun elinden tutup, Byung-Chul Han’ın Şeffaflık Toplumu fikriyle birlikte tartışmak istiyorum.
-
Heidegger neden önemli bir felsefeciydi?
Martin Heidegger, hayranı da düşmanı da çok olan, sık sık ismini ya da eleştirildiğini duyduğumuz bir “düşünür”. Peki bu durumun sebebi ne? Heidegger muhafazakarların ya da faşistlerin gizli prensi olduğu için mi bu payeyi hak etti? Yoksa varoluşçuların ve edebiyatçıların desteğiyle mi bu kadar güçlendi? Heidegger , felsefe tarihini etkileyecek kadar önemli düşünceler ortaya atmış…
-
Küçük anlatı neden tehlikelidir?
Küçük anlatının tehlikesi hakkında ne düşünmeliyiz? Büyük hikayeler / üst anlatılar bizi başka bir evrene çağırıyorlar. Bu hikayeleri çağımızda dayatıcı, uzun ve ağdalı buluyoruz. Peki ya küçük anlatılar, yani gerçeklikle iç içe geçmiş fanteziler daha büyüleyici ve yanıltıcı ise?
-
Mülteci sorunu hakkında ne düşünmeli?
Türkiye’de mülteci sorununun yoğun şekilde yaşandığı şehirlerimizi ve kent kültürünü, göç olgusu ve metaforu ile birlikte düşünmek bize hangi fırsatları sunar? Kentlerimizden başlayarak, kültüre ve toplumsal yaşama şekil veren bu “olay”, bizi nasıl etkiliyor? Mülteci krizi ve göç olgusu kültürümüzle nasıl ilişkilenecek?