Cinci hoca ve şamanik kaynakları

Cin inancı ve cinci hocaların uyguladıkları ritüellerin kaynağı nedir? İslam ve diğer Sami inançları mıdır bu hikayenin kaynağı? Yoksa bu inanış ve uygulamalar Şamanizm’de derin bir kaynak mı bulmaktadır?

Cin kelimesi Arapça kökenlidir ve İslam’da cinlerin varlığı genel kabul görmüştür. İslam peygamberi cinlerle görüşmüştü. Günümüzde Türkiye’de çok yaygın olmamakla birlikte hala mevcut olan cinci hoca fenomeni, sadece İslam kültürü ile mi ilişkiliydi?

Günümüzün cinci hocası, cindarı, hüddamı ile şaman ve kamlar arasında hangi benzerlikler bulunuyordu? Bu konuyu tartışan, çok değerli bir makaleyi burada incelemek ve elde edeceğimiz bilgiler üzerinden düşünmek istiyorum.

Türkiye’de Şamanizm Halk Ozanları, Cinci Hocalar ve Ocaklılar makalesi, Thierry Zarcone’ye ait ve Pinhan Yayınları’nın Şamanizm ve İslam: Cilt III kitabında yer alıyor. Ben bu makaleyi ve içerdiği fikri çok aydınlatıcı ve ilginç buldum. Bu mecrada cin hikayeleri ve cin inancı üzerine bir hayli düşünmüş olduğumdan, buradaki fikirleri incelemenin faydalı olacağını sanıyorum.

Popüler hurafelerden, dolayısıyla alçak kültür fenomenlerinden birisi olan cin inancı ve cinci hocaların, arkaik kaynakları üzerine düşünmek ilginç olacak.

Cinler ve cin alemi

Cinler, görünmeyen ruhlardır ve meleklerdense insanlara yakın oldukları düşünülür. İnsanlar gibi nefse ve seçim özgürlüğüne sahiptirler. İnsanların olmadığı yerlerde ve berzah aleminde yaşadıkları düşünülse de, çeşitli durumlarda insanlarla yolları kesişebilir.

Cinlere karşı koruma sağladığına inanılan bir tılsım.

Cinlerin bazıları iyi, bazıları kötü tabiatlıdır. Müslüman cinlerin iyi huylu, güzel ve yardımsever olduklarına inanılır. Azazil gibi şeytanın öğrencisi olan cinler ya da ifritlerinse, çirkin ve tehlikeli oldukları anlatılır.

Cinlerin çeşitli rütbe ve dereceleri vardır. En düşük rütbe ve en az gücü olan cann’dır. İkinci sınıftan olanlar cindir. Üçüncü sınıf şeytanlardan oluşur. Dördüncü ve güçlü olan sınıftakilere ifrit denir. Beşinci ve en güçlü olan sınıfa marud denir. Cinler Adem’den iki bin yıl önce yaratıldı; ürer ve ölürler, ama ömürleri insanlara göre çok uzundur. Çoğu yıldız kaymaları sebebiyle ölür. Çok sayıda her türden cin Kaf dağında yaşar ama bazıları insanların arasına yerleşmiştir.

W. B. Crow, Cadılığın, Büyünün ve Okültizmin Tarihi, s.89

Cinlerin dünyasında, bizim dünyamızdaki çoğu adet bulunur. Cinler evlenir, düğünler yapar ve çocuk yaparak çoğalırlar. Cin kabilelerinin yasaları, töreleri ve mahkemeleri bulunur. Onlar da bizim gibi çeşitli dinlere mensuptur ve din adamları vardır. Cinlerin kabile yöneticileri ve padişahları da olduğu anlatılmıştır.

Cinci hoca, cindar ve hüddam

Cinci Hocalar, cinleri kullanarak çeşitli sorunları çözer ya da hastalıkları iyileştirirler. Bir çeşit spirütüel doktor olduklarını iddia ederler.

Cin hocası (cindar) bir şifacı ve görücüdür. Bugün Türkiye’de ve Azerbaycan’da hala mevcutturlar. Kötü cinlerle savaşarak onları defeden ya da cinleri çağırarak hastayı tedavi etmesi gerektiğini onlardan öğrenen bir terapist olarak görülürler.

Zarcone, Şamanizm ve İslam Cilt III, s.252

Cinci hocaların, birtakım paranormal yeteneklere sahip oldukları iddia edilir. Bu yetenekler doğuştandır ya da birisinin el vermesiyle gelişir. Bu yetenekler bazen soy ile de aktarılabilir.

Cindar ve hüddam da benzer kişilere verilen isimdir. Anlatıya göre, cindarlar kötü cinlerle de iletişim kurar ve bunları da yönetirler. Bu yüzden tamamen iyicil tarafta olan hüddamlara göre daha nötr bir konumdadırlar.

Hüddamlarsa, cin ve insan dünyası arasındaki ilişkiyi düzenlemeye çalışır. Hüddamlar, hadim cinlerini kullandıkları için çok güçlüdürler. Hadim cinleri, Allah’ın ayetlerini koruyan çok güçlü cinlerdir ve elde edilmeleri çok güçtür.

Arap cinlerini miras aldığı ölçüde İslam, ruhlara dair inancın bir türünü ikrar eder. Kur’an’da ruhlar, Müslüman ve kafir olmak üzere ikiye ayrılır ve insanların onları yardıma çağırmasına izin verilir. Bu, İslam’ın şamanizmi asimile etmesini kolaylaştırdı, Şamanizmin çoğu unsuru ise varlığını sürdürdü.

Basilov, Şamanizm ve İslam Cilt III, s.46

Şamanizm ve ruhlar

Şaman, ruhlarla dolu olduğuna inanılan dünyanın büyük mistik rehberidir. İnsanlar açıklayamadıkları ve aşamadıkları kriz durumlarında, şamanlara başvururlardı. Bu durumlar ölüm, hastalık, kıtlık, sel, deprem gibi çeşitli fenomenler olabiliyordu.

Şaman, hasta insanları vücuduna musallat olmuş kötü ruhları ikna ederek ya da kovarak iyileştirirdi. Bu tedavi, bazen kabilenin katıldığı toplu törenlerle gerçekleşirdi. Bu törende sosyal – psikolojik bir sağaltım gerçekleşirdi.

Tengriye işaret eden şaman sembollerinden birisi.

Bazı şamanlar, Ülgen gibi iyi ruhlarla, bazı şamanlar Erlik gibi koru ruhlarla iletişim kurardı. Kötü ruhlarla iletişim kuran şamanlar, bunları kurbanlar ya da çeşitli ritüellerle yatıştırarak felaketleri önlemeye çalışırlar. Bu yüzden deprem, sel, kıtlık gibi fenomenlerin ardından bu ritüelleri gerçekleştirirlerdi.

Şamanlar aynı zamanda ata ruhları ile de iletişim kurardı. Bu ruhların insanlara yol gösterebileceğine ya da yardım edebileceğine inanılırdı.

Şaman ve cinci hoca

Şaman kültürünün bazı kalıntıları Anadolu İslam kültüründe devam etmiş midir? Özellikle sufilik, alevi bektaşilik gibi heretik İslami akımlarda bu etkileri daha açık görmeliyiz. Peki cinci hocaların ritüel ve anlatılarında bu izleri bulabilir miyiz?

Oğuzların torunları olan günümüz Türklerinde, çeşitli şamanik kültürel etkiler görmek mümkündür. Folklorcularımızın tespit ettiği alkarısı efsanesi, çocuklara uzun yaşamaları için Yaşar, Satılmış, Durmuş gibi isimler verilmesi, türbeleri ve kutlu ağaçlara çaput bağlamak, hastalik dolayısıyla çocukların isimlerini özel bir törenle değiştirmek, ruhlara iyi saatler olsun demek gibi kültürel fenomenler, bu durumu örnekler.

Abdülkadir İnan, Tarihte ve Bugün Şamanizm , s.207

Cinci hoca ve şaman

Cinci hocalar ile şamanlar arasındaki ilk benzerlik, insanlarla ruhlar arasındaki aracının eğitim ve inisüasyonuna ilişkindir. Şamanizm bazı Türk boylarında kalıtsal, bazılarında ise değildi. Cindarlar ise çoğu zaman bir hocadan el almak suretiyle icazetlendirilirlerdi.

Her iki ruhsal rehber, kendi inisüasyon süreçlerinde geçerdi. Ancak ikisi arasında ortak olan, ruhların bu eğitimdeki rolüdür. Bilindiği üzere her şamanın bir koruyucu ruhu olurdu. Bu ruh şamana rehberlik eder ve onu korur. Benzer şekilde cinci hocalar da, cindarlardan aldıkları eğitimin yanında, Müslüman cinler tarafından da eğitilirlerdi.

Cinlerin verdiği eğitim çok önemliydi, çünkü bu eğitim rüyalar ve berzah aleminde gerçekleştiğinden çok hızlıydı. Ayrıca bu eğitim, cindarın cinler alemini tanıması için de kritikti. Benim kanımca, cinci hocanın cinler tarafından eğitilmesi inancı, şamanların koruyucu ruh anlayışından doğmuş olabilir.

Rüyalar hem şaman ritüellerinde hem de şamanlık bilgisine erişimde mühim rol oynar. Nitekim Orta Asya’da seçilmiş kişinin, öğretilerini halihazırda deneyimli bir şamandan alma geleneği yoktur.

Basilov, Şamanizm ve İslam Cilt III, s.41

Bir diğer benzerlik ise, şamanların koruyucu ruhları ile arasında olan cinsel gerilimle; cinler ile insanlar arasındaki ilişkilere dair hikayeler arasında kurulabilir. Anlatılanlara göre, çeşitli hallerde bir cin bir insana aşık olabilir ve onunla evlenmek isteyebilirdi. Cinler tarafından sahiplenilmenin işareti, gece rüyada düğün yapılması ve kına yakılmasıydı.

Bazı hikayelerde cinlerle insanların çocuğu olabileceği anlatılır. Şamanist inançta bu çeşit bir ruh musallatı var mıydı bilmiyoruz. Ama bazı şamanların koruyucu ruhlarının genellikle karşı cinsiyetten olduğunu biliyoruz. Sibirya’da yaygın bir hipotez göre, şaman ile koruyucu ruh cinsel ilişki yaşardı. (Basilov, Şamanizm ve İslam, Cilt III, s.37) Ayrıca Tacikler ve Özbekler arasında aile kurmayan pek çok kadın şamanın var olduğu bilinir, bunun açıklaması ise koruyucu ruhların onları evlilikten alıkoyduğu ve evlenirlerse onları cezalandıracağı inancıydı.

Cinci hoca ve şamanik tedavi

Şamanlar çok geniş bir şifacılık pratiği uygulardı. Cinci hocaların ise şifacılık özelliği sınırlıdır. Çok sınırlı sayıda durumda, cinlerin sebep oldukları rahatsızlıklara şifa getirmeye çalışırlar.

Şifacı, kulaklarındaki bir sorundan mustarip olan bir çocuğun kulaklarına besmele ya da Arapça bir takım dualar okur ve cinlere çocuğun bedenini terk etmelerini emreder. Sonra annesine, çocuğun kulaklarına giren cinleri kovduğunu söyler.

Zarcone, Şamanizm ve İslam Cilt III, s.264

Cinci hocaların şifa uygulaması yaptığı durumlar, genellikle psikolojik semptomlar ve nevrozlardır. Psikoloji daha modern bir bilim olduğundan, onun alanına ilişkin hurafelerin daha fazla olması anlaşılır görülebilir. Psikolojik rahatsızlıklar çok sınırlı fiziksel özellik gosterdiklerinden, bunların mistik spirütüel durumlar olarak görülmesi ile çok sık karşılaşılır.

Cinci hocaların bir diğer uygulaması ise, nefesle tedavidir. Üfürükçüler nefeslerinin kuvvetli olduğunu iddia eder ve dualar, nefes ve tükürük ile hastalarını tedavi eder. Zarcone, Orta Asya şamanlarının da nefesle tedavi uyguladığını ve bu iki uygulamanın benzer olduğunu söyler.

Şamanist Türklerde kutsal sayılan ve ataların ruhlarıyla ilişkilendirilen fetişlere, ongon ya da töz ismi verilir.

Cindarların Orta Asya kokenli bir diğer tedavi yöntemi ise, aktarım yoluyla tedavidir. Bu tedavi biçimi, Orta Asya merkezli çok geniş bir coğrafyada çok çeşitli şekillerde uygulanır. Bu yöntemin özü, hastanın bedenine musallat olan kötülüğü bir tören aracılığı ile bir nesneye aktarmak ve uzaklaştırmaktır.

Kurşun dökerek tedavi uygulaması, bu tekniğin bir örneğidir. Bu teknikte, hastanın üstüne bir örtü koyularak, bir tas su başının üstünde tutulur. Şifacı bu kaba, erimiş kurşun döker. Ardından bu suya bir parça ekmek batırılır ve dörtyol ağzında bir köpeğe yedirilir. Kalan su ise cinlere sunulur.

Mehmet Halit Bayrı, İstanbul Folkloru kitabında, kurşun dökme işinin ocaklı ve izinli yaşlı kadınlar tarafından, özellikle cinlerle ilgili hastalıkların tedavisinde uygulandığını aktarır. (101) Kurşun döken kadın, kurşunun soğuduktan sonra aldığı hali inceler ve cinlerin ne kadar kızgın olduğunu anlamaya çalışırdı. Bayrı, bu ritüelin sonunda suyun bir tenhalıkta cin ve perilere ikram edildiğini söyler.

20. yy başında İstanbul’da bir kurşun dökme ritüeline katılan gözlemci, bu uygulamanın muska, tılsım ve efsunların hastanın iyileşmesinde etkisiz kaldığı durumlarda cin ve perilerin gücünü zayıflatmak için icra edildiğini düşünmüştür.

Zarcone, Şamanizm ve İslam Cilt III, s.272

Cinci hoca ve şamanik ritüelleri

Cinci hocalar, çok çeşitli ritüeller yapmıştır. Bunlardan birisi, 19. ve 20. yy’da İstanbul’da yılım belirli bir zamanlarında cuma günleri yapılan ot toplama günüdür. Bu etkinliği cindar yönetirdi ve toplanan otlar bir kazanda kaynatılıp perilere sunulurdu.

Ot toplama ritüeli, perilerle insanların ilişkilerini yenilemek ve iyileştirmek için yapılırdı. Bu törenin, şamanik et verme adeti ile benzer olduğu iddia edilir. (Zarcone, 253) Şerbet dökme ritüeli de bununla benzerdir. Bu törende şerbete dua okuyan cindar, bunu gizlice bir yol ağzına döker. (Yol ağızlarının Avrupa cadı ritüellerinde de mistik yerler olduğunu hatırlayalım. Şamanik kültür ile Avrupa cadılığı arasındaki benzerlik de ayrıca ilginçtir.)

Solda töz (ya da ongon) denilen, Tengricilik inancında içinde ruh barındırdığına inanılan totem. Sağda bir tür şamanik çaput bağlama ritüeli.

Bir başka tanık ise, mağripli zenci cindarların coşkulu ruh çağırma ritüelini anlatır. Bu cindar, cinlerle iletişime geçtiğinde kriz geçirir, ağzından köpükler çıkarır ve bayılır. Bu ritüelin, şamanın bazı ritüellerde sunduğu performans ile benzerliği dikkate değerdir. (Zarcone, 253) Çünkü pek çok şaman ritüelinde, şaman ve kamlar madde kullanarak kendilerinden geçerler, insanlar ve ruhlar arasındaki aracı figürlere dönüşürlerdi .

Kaşgarlı Mahmud, Divan-ı Lügatül Türk kitabında cin çarpmasına karşı uygulanan ritüeli anlatır. Ritüel, İslami bir inanca yönelik olarak geliştirilmiş ritüelin şamanik köklerini anımsatır:

Cin çarpmasının izi kovuç’tur (Oğuz lehçesinde kovuz.). Kaşgari, cin çarpan kişinin nasıl tedavi edildiği hakkında şunları söyler: “Cin çarpan adamın yüzüne soğuk su atılır ve kovuç kovuç denir. Daha sonra sedefotu ve ödağacıyla tütsülenir. Bence bu, Türklerin ‘git cin, kaç cin’ anlamında kullandıkları kaç kaç ifadesinden gelir.” Kaç kaç ifadesinin bugün de cinleri kovmak için kullanılması bu bilgiyi doğrular. Kovuç kelimesinin kökünde kov- olmalıdır.

Robert Dankoff, Şamanizm ve İslam Cilt III, s.100

Sonuç

Sonuç olarak, Anadolu’daki cinci hoca ritüellerinin ve şifacılık uygulamalarının, şamanik kültür ile bağlantıları olduğu söylenebilir. Bu yazıda incelediğimiz örnekler de bu görüşü destekliyor. Ayrıca makalenin yazarı Zarcone, sufileştirilmiş şamanizmin, Türkiye’de Orta Asya’dakine nazaran daha fazla islamlaştığını belirtmiştir.

Böylece cinci hoca pratiği gibi hurafelerin, arkaik anlatılar ve dinlerle bağlantısını görmüş olduk. Bu sözlü anlatıların yani alçak kültür fenomenlerinin sürekliliği oldukça etkileyici.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com’da Blog Oluşturun.

%d blogcu bunu beğendi: